Sana üç hafta dile kolay
Sana –laf aramızda- hafta değil
Tam üç koca ay
Bile değil gerçek olan üç yıldır
Ne ihanet… ne ikame…
Herhangi sebeplerle
Ben miyim taraçada bu oturan
Bu taraça halka bakan
Müzmin akıntılarla ben sırnaşık türkülerle
Koşuşan trombositlerle kanında bir delinin ben ay endam?
Çukur avuç bir dilenci bir de kapımdan geçmesin mi
Bükün dedim kulağını isteyicilerin
Haspama da tez elden kurşun döktürüverin
Sana merhaba der miyim desem olur mu
Bunu bile bilmiyorum sen orada nasılsın bunu da bilmiyorum
Bense iyi değilim, iyilerdenim ama
Hain olmadım hiç ne fikrimi bozdum ne ağladım bir damla
Bile harcamadım harcamadım
Çelerek aklını çelimsiz bir adamınAdımlarını birbirine dolaştırmadım vallahi dolaştırmadım
Ama şaştım kendi adımlarımı
Adımlarımla adamlarımla kaskalabalık başımla
Kafamda düştüm kireçli bir çukura
Şiirler yazıp şiirle örülecek bir kurtuluşa..
Kurtların uğramadığı bir kurtuluşa..
Bize yalan söylediler!
Kurtuluş yok!.. Olsaydı elverirdiler
İkinci yeni kendini kurtarmakla
Bize bıraktı boğuluşunu toza boğdu da açtığı yolu
Ne komik biz burada biz… yani ben
Ben… Ben düşeyazdım kostak çelmelerle
Usta fırçalarla suretimi çarpıttım da
Usta fırçalarla suretimi çarpıttım da
Almadım bir lokma sofrasından sana küfredenin
Şiirler yazdım ve yasakladım ah u enin
Şiirle sana uzatılacak bir doğruya inandım
Sana bir şey uzatılabilir sandım
Sana bir şey uzatmakla
Küfre girdim girdabımda boğuldu bin saka
Üşüyerek ölürdüm hep üşürdüm hep üşürdüm kış yaz demezdim
Üşüşürdü sakalar düşlerimden taşarken
Hepsine bir mezar beğenirdi Ankara
Üşürdüm kanat dalgandan “mollement balancés sur l’aile
Du tourbillon intelligent/ dans un délire paralèle”**
Bu civarda kaldırmazdı kimse beni, ölürdüm
Sanırım huylanmışlardı ölüşümden her gece
Sana bir elçi gönderseydim çullanıp üstüne korkuturdun
Sana bir kuş gönderseydim etine tamah eder vururdun
Sana bir elçi gönderseydim çullanıp üstüne korkuturdun
Sana bir kuş gönderseydim etine tamah eder vururdun
Beni bir kere affet ki çıkayım ihramdan
Keçe çadırda tozlandı saçımdan parça alayım
Sözcükleri kitapları taşa çalayım hepsi yansın
Affetmezsen ölüşümde bir yılgınlık olacak
Affetmezsen kan kusacak
Kin kusacak yağlı kendir paslanacak
Beni yüz bin affet bu kötü can ancak bağışlanacak
Hayriye Ünal
* Behey benim bitap, verimsiz çocuğum!
** “Gevşekçe sallanarak kanadı üstünde
Zihin kasırgasının
Paralel bir sayıklama içinde”
(Baudelaire, “Aşıkların Şarabı”)
Ne şiir ama...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder