11 Eylül 2011 Pazar

Kanıma Çakal

ikimiz bir iddia
ikimiz bir infial
ikimiz bir ikilik
dilin kemiği yok gibi.

beni konuşturan sensin işte
senin bu iyiliğin hep iyiliğin
vahşi iyiliğin senin, teslim iyiliğin
tartışmasız iyiliğin, taş kesilmiş iyiliğin
baş kesen iyiliğin yok mu bir de

bir güzel sustum kendimle görülmeye değerdi
kendimle dediğim lafın gelişi
seninle ben ikimiz

arasından kelimelerin geçmediği iki ağız
ortasından sanki işgal ordusu geçmiş bir toprağız

kime sorsam elbet görmüştü seni kesenin ağzını açmıştım
bazısı rivayetle konuşur
onlarla bile seni bahis konusu yapmıştım
ne kulplar takıp takıştırdım, nasıl da yakıştılar
sonra bütün çakallar kanımda yarıştılar
beni böyle bıktıran kanıma karışan nelerinle
şimdi al git bahaneleri

hırlı huysuz değillemeleri
dillendirmedi beni hiçbir senestezi

hiçbir sözü bölmedi kesilen onca sözüm
ne ki tutulacak söz kaldı mı aramızda
aramızda göğe kaldırılmış bütün duvarlar

ağırdan almalar, güzel havaların pusu
rayları yolundan çıkaran sözün kudreti bitti
biten bir çarpışmanın bütün gerekçeleri
ardımızda kalacak aramızda dağılan
ukde büyüten keklik gibi çoğalacak a canım
keskin nişancı elinde can verme arzusu

beni bırak ben şimdi susmalara

hayıflanıyorum, harfleri koyuyorum, hafifliyorum
iki ölü çıkaramadım şu çıktığım savaştan
nedendir bilmiyorum

esamisi cesametinden önemli bir ölünün

yüzümün karşılığını böylece soruyorum
yaşamak ne ölmek ne

aramızda toplamı olmayan bir şeyin değeriyle

ikimiz dediğim dönüp dolaşıp
sözlerden geçtiğim tutmaktan ellerimi bırakan
bize ne diyecek miyiz dünyaya

bize ne diyemeyiz ama gidersen öleceğim
kimse ölmeyecek elbet
yine de gülünç değil söyleyince.



Zeynep Arkan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder